Mirasımız Derneği olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz ‘Kardeşlik Bilinci İçin Gençlerle El Ele’ projesi kapsamında Akademik Kudüs Seminerleri 2 devam ediyor! Proje kapsamında İstanbul'daki İmam-Hatip Liselerinden ve İlahiyat Fakültelerinden geçen sene mezun olmuş ve bu sene mezun olacak başarılı öğrenciler öncelik alınarak seminerlerimize tam katılım sağlayan gençlerimize gerçekleştirilecek seminerler (Akademik Kudüs Seminerleri) dizisi sonrası Kudüs’ü Şerif’e seyahat gerçekleştirilecek, İslam ve Osmanlı tarihi için önemli bir yer teşkil eden Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın tarihi ve manevi havasını solumaları için gençlere fırsat tanınacaktır.
4. seminerimiz 11 Temmuz Cumartesi günü 13:00'de Fatih Ali Emiri Nikah Salonunda Dr. Ali Murat Çelebi'nin ''Günümüz Kudüs'' hakkında seminer vermiştir. Dr. Çelebi konuşmasında;Yıl 1917 general Allenby 7. Ve 8. Yıldırım orduları komutanı savaşta ordusunu bırakıp atı ile Halep’e kadar kaçmış bir kişiliktir. Allenby kudüsü aldığında ilk işi Selahaddin Eyyubi nin kabrine gidip sandukasına tekme atıp şöyle söylemiştir ‘’ ey Selahaddin kalk, haçlılar geri döndü’’ demiştir. Kudüs 9000 yıl boyunca 28 kez işgale uğramış dünyada en çok arzulanan, savaş sebebi olmuş sadece ve sadece Müslümanlar idaresinde sulh ve barış merkezi olmuş bir yerdir Kudüs. 1922 den 1948 e kadar İngiltere bölgeye yoğun bir Yahudi göçü başlatılıyor. Nüfusu 52000 olan Kudüs 165.000 kişi oluyor. Ve şehrin 3/2 si Yahudileştiriliyor, Müslümanların sayısı 5-6 bin sınırına kadar indirilmiş eski Kudüs dediğimiz bölgede 1 mahalle kadar Hristiyan azınlık bir halk kalıyor.
Filistinde El-Halil Şehri, Hz. İbrahimin makamının bulunduğu yer Hz. İshak da burada. Yarısını sinagog yarısını cami haline çevirdikleri model bir yerdir. Bu gün Mescid-i Aksa’da kullanılmak istenen proje buradan gelmektedir. Ne diyor Raid Salah ‘’Kudüs davası; sizin, benim değil tüm Ümmetin davasıdır.’’ Demiştir. Kudüs elbet bir gün bizim olacaktır bunu da burada ki kardeşlerimin sayesinde olacaktır, kardeşlik bilinci projesinin esası da budur. Bir gün özgür Kudüs’ün hutbesinde dedeniz Kanuni Sultan Süleyman’ın surlara yazdırdığı şu barış cümlesini duyacaksınız; ‘’La İlahe İllallah İbrahim Halilullah’’