Mirasımız Derneği olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz ‘Kardeşlik Bilinci İçin Gençlerle El Ele’ projesi kapsamında Akademik Kudüs Seminerleri 2 devam ediyor! Proje kapsamında İstanbul'daki İmam-Hatip Liselerinden ve İlahiyat Fakültelerinden geçen sene mezun olmuş ve bu sene mezun olacak başarılı öğrenciler öncelik alınarak seminerlerimize tam katılım sağlayan gençlerimize gerçekleştirilecek seminerler (Akademik Kudüs Seminerleri) dizisi sonrası Kudüs’ü Şerif’e seyahat gerçekleştirilecek, İslam ve Osmanlı tarihi için önemli bir yer teşkil eden Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın tarihi ve manevi havasını solumaları için gençlere fırsat tanınacaktır.
3. seminerimiz 6 Temmuz Pazartesi günü 16:00'da Fatih Ali Emiri Nikah Salonunda Yakup Altuğ ve Tewfik Allhams 'Kudüs'ün İşgali' hakkında seminer vermiştir. Yakup Altuğ konuşmasında; Bu bölge önceden de cihat yeriydi şimdide cihat yeridir, Kudüs davası arapların davası değil bütün Müslümanların davasıdır, Kabe bütün Müslümanların kutsalı ise Kudüs’te bütün Müslümanların kutsalıdır. Günümüz Müslüman dünyasının dünyevi, seküler işler ile uğraştığını bu doğrultuda bakarsak Kudüsün bu günkü duruma düşmesindeki en önemli sebeplerden birinin bu olduğunu söyledi. Hz Musa kavmini kurtarıp Allahın onları Filistine yolladığında Maide suresi 24. Ayet-i Kerimesinde; ''Ey Musa onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada otururuz'' dediklerini bunun üzerine İsrailoğullarının lanetlendiğini söyleyerek vadedilen toprakları ancak tevhid ve islam üzere olan Hz. Musa’nın yolundan gidenlere kısaca Müslümanlara vadedildiğini böylece filistinin gerçek sahiplerinin Müslümanlar olduğunu söyledi.
Semineri bir diğer konuşmacısı Tewfik Allhams ise konuşmasında günümüz Kudüs'ünden bahsetti. Allhams konuşmasında; Kudüste bir kişi ev inşa etmesi için izin alması gerekiyor ama Müslüman olunca 3 yıl 5 yıl hatta 10 yıl bekletiyorlar, bazı Müslümanlar bu süreyi beklememek için izin almadan inşaat yapıyor bu seferde işgalci devlet inşaatı hem yıktırıyor hem ceza kesiyor hem de inşaat alanını mühürlüyor. Bu ve bunun gibi bir sürü zorluk çekiyorlar, dükkan kiraları astronomik seviyelerde, Kudüs’te Müslüman esnaf zar zor ayakta duruyor. Araplar da evlerini topraklarını satmasaymış, bu uydurulmuş büyük bir yalan ve maalesef sadece Türkiye’de yaygın. Türkiyede birisinin bana siz topraklarınızı sattınız satmasaydınız böyle olmazdı demesi bizim için büyük hakaret. Kudüs’te bir eve yüz milyon dolar fiyat biçtiler ve ev sahibi o evi satmadı bu ve bunun gibi yüzlerce örnek var.