2011 yılındaki “MİRASIMIZ TEHLİKEDE” Konferansı Eyüp’te Feshane Kültür Merkezinde büyük bir katılımla yapıldı.
Konferans açılışı Kur’an ı Kerim Tilavetiyle başladıktan sonra dernek tanıtım sinevizyonunu izleyen katılımcılar merakla sıradaki içerikleri beklerken söz alan Mirasımız Derneği Genel Başkanı Muhammed Demirci konuşmasında;
“Peygamber efendimiz zamanında Müslüman halka ait olmadığında bile sahabelere Mescid-i Aksaya gitmelerini tavsiye ediyor, gidemeyenlere yağ gönderip kandil olunmasını sağlıyor. Bizde bu görevi üstlenmek üzere bu ulvi göreve talib olduk. Çeşitli projelerimizle de bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz.”dedi.
Daha sonra kürsüye çıkan Kudüs eski Müftüsü İkrime Sabri konuşmasında;
“Mescid-i Aksadaki kardeşleriniz sizlere olan borçlarını ödemek için nöbet başındalar.Mescid-i Aksa terkibi ez uzak mescid demektir. İsra süresindeki ayet Müslümanlar için 3 tane mukaddes mekanın olduğundan bahseder; Mescid-i Harem ve uzaktaki mescid, Mescid-i Nebevi ve en uzaktaki mescid Beyt-ül Makdiste Kudüste Mescid-i Aksadır. Her 3 mescitte Müslümanlar için kutsaldır, değerlidir. Türkiye’de Mirasımız Derneği bu şuuru oluşturmak için tam zamanında kurulmuştur. Müslümanlara ait emanetler tek tek Yahudilerin eline geçmektedir. Bunun karşısında İslam âlimleri bu eserlerin Müslümanlara ait olduğunu ispat etmek için bir konferans organize etmeyi düşünüyorlar ”dedi.
Daha sonra kürsüye çıkan Ak Parti Milletvekili Gürsoy EROL;
“Kudüs zulümlerin ve yıkımların arkasında Hz. Ömer’le şereflenmiş, Selahaddin Eyyubi ve Osmanlı ile tekrar tarihi misyonuna kavuşmuştur. Dünyadaki zulüm ne olursa olsun siz STK’lar sayesinde ve siyasi olarak bizlerle sonuna kadar mücadele etmeye ant içtik ”Dedi.
1948 topraklarındaki İslami Hareket başkan yardımcısı Kemal El-Hatip kürsüdeki konuşmasında şunları dile getirdi;
“Madem burada yıkılma tehlikesi olan Osmanlı mirasından bahsediyoruz bende biraz bilgi vereyim; Mescid-i Aksanın içerisinde 26 tane revak vardır bu revaklarda ilim talebeleri ilim görmektedir. Bunlardan dört tanesi Osmanlı tarafından yapılmıştır. Bunların birincisi Kanuni Sultan adına anılır ve Süleyman revakı olarak bilinir. Bunlar gösteriyorlar ki Mescid-i Aksa’da Osmanlının mührü ve davası orada ilmin sürekliliği için vurulmuş ebedi şaheserlerdendir. Kudüs, hangi kudüsten bahsedeceğiz. Bir gece Rasulullah efendimiz (s.a.s) Mescid-i Aksa’dan alınıp Kudüs’e getirdiği yerdir. Kudüs Hz. Ömer-ül Faruk’un fethettiği mekândır. Allah Kudüs’ün fethini ancak şereflilerin eliyle tamamlar”dedi.